Google’u ilk olarak 1997-1998 yıllarında cızır cızır internete bağlandığımda denemiştim. Yola basit bir arama çubuğuyla başlamıştı. Yıllarca da bunun üzerine gelişim kaydetti. Rakipleri yahoo ve altavista vb. ezip geçti. Stratejik olarak basit kalmayı tercih etmesi ve alt yapısında sürekli yazılım güncellemeleriyle tüm dünyada büyük bir güç halini aldı.
Sonra sosyal medya patladı!
2007 yılında facebook accontumu açtım. İlk olarak sırf öylesine açtığım bu hesaptaki fırsatları kullandıkça görmemek mümkün değildi. Hatta ünlü bir yazar: “Ben bu hesabımı kapatacağım! Amele kaynıyor.” esprisini yaptığında. Kendisine: “Bence kapatma. İleride tüm okurlarınla buradan etkileşim içerisinde olabilirsin” dediğimde tarih 2008’di.
Neyse, şimdi bir yanda internetin tamamına erişebilen google, bir tarafta 1 milyarı geçen insanın datasına sahip facebook. Bu iki marka rakipleri olmasına rağmen şu anda atbaşı koşuyorlar.
Peki ne oldu?
İnternet dünyasında yaşanan tüm gelişmeler en başta paranın dolaşım networkunu değiştirmeye başladı. İnternet bize uygun fiyatla her şeyi bulabileceğimiz bir ortam meydana getirdi. Çünkü iğneden ipliğe her şeyi orada bulup uygun fiyatlısını almaya başlamıştık bile. (Yeni taşındığım eve buzdolabını internetten sipariş verdiğimde bu gücü daha iyi hissetmiştim 🙂 Buna en iyi örneklerden birisi de www.alibaba.com ‘du. Bugün hem e-ticaret siteleri, hem fırsat siteleri, hem de şirketler kendilerini daha iyi ifade ettikleri web sitelerinden bu dünyada görüntülenmek istiyor.
Çünkü insanlar, interneti çok sevdi, çünkü insanlar sosyal medyayı çok sevdi. Sizi rakamlara boğmak istemesemde, Türkiye’de facebook’a üye insanların ortalama ayda 15 saat civarında online olduğunu biliyorum.
Şimdi acayip bir şey oldu.
TV/Radyo/Outdoor gibi nihai tüketiciye ulaşan reklamlar şimdi internete doğru hareketlendi bile. Öyle ki, son kullanıcıyı geçelim, ham maddeyi işleyen de internette, makine üreticisi de sanayici de, hizmet üreteni de. Biz reklamcılar iyi biliriz ki, sanayi/hammadde üretimi olan şirketlerin reklam verme ihtiyaçları çok yoktur ve sadece sektörel mecralarda görünmeyi ve fuarları tercih ederler.
Şimdi ise herkesin dilinde SEO, Adwords ve Facebook Fan sayfası, Kurumsal web sayfası gibi söylemleri duymaya başladık. Çünkü bu pazar dikkat çekiciydi söylediğim gibi.
Asıl olay buradan sonra başlıyor.
TV ‘deki frekans fiyatlarıyla, dijital mecralarda gösterilen frekans fiyatları arasında dağlar kadar farklar var.
Geçtiğimiz (2012) yıl reklam pastası bir önceki yıla oranla yüzde 8 daha büyüyerek 4 milyar 625 milyon liraya ulaştı. Reklamcılar Derneği’nin açıkladığı verilere göre harcamaların;
% 56,01’i TV,
% 23,93’ü yazılı basın,
% 9,05’i dijital medya,
% 7,05’i açık hava,
% 2,79’u radyo,
% 1,16’sını da sinema reklamları oluşturuyor.
Hızla dijitalin yükseldiği bu pastanın 2013 yılının sonunda %12’ler seviyesine gelmesi muhtemel. Dijital pazarlamaya yapılan yatırımlarla birlikte eski ezberler bozuluyor. Bir anda dünya devleri google ve facebook markaları, Türkiye’deki şirketlerin, sanayicilerin, hizmet sektörünün vb. reklam yayınlayacakları mecralar halini aldılar. Eskiden hürriyet, milliyet, show tv, ntv, cnntürk gibi mecralar varken, şimdi artık sistem farklı bir yere kaymaya başladı.
Gelirlerinin %90’ını reklamlardan elde eden arama optimizasyonu google ve facebook şimdilerde reklam verenlere daha iyi hizmet vermek için üstün çaba harcıyorlar. Google Adwords o kadar hızlı değişiyor ki, ajanstan eğitime gönderdiğimiz arkadaşımız saatlik değişiklikler olabildiğini söyledi. Paralel olarak Facebook’ta sürekli politikalarını güncelliyor bugünlerde.
Biz de bu noktada tüm hazırlıklardan ve güncellemelerden anı anına haberdar olmak zorunda olan ajanslar halini almış durumdayız.
Neyi mi bekliyoruz?
Yeni medya satın almalarının çok daha gelişeceği günleri bekliyoruz. Hatta çok öncelerden ifade ettiğim gibi parmak izi reklamların olacağı günü heyecanla bekliyoruz.
Yani bir gün uyandığınızda cep telefonunuzda; “Hey merhaba Ali, Ayşe, Mehmet, geçen kullandığın ve satın aldığın falanca ürün sadece sana özel %30 indirimle falanca mağazada seni bekliyor” mesajlarını görebilirsiniz.
Bu yüzden facebook daha fazla kendinizle ilgili bilgiler istiyor, google da bugünlerde Türkiye’de ilçe bazlı çalışmalarını harıl harıl devam ettiriyor.
Yeni medyanın, yeni dünya düzeninin, yeni ticaret ve teknolojik yeniliklerin hayatımıza çok hızlı gireceği bir dönemin eşiğindeyiz.
Dedim müsadenizle 🙂
NOT: Bir sonraki yazımda diğer dijital mecralarla ilgili olacak.