Öyle bir dönemdeyiz ki, size reklam yapıldığını anlayamıyorken, aslında karşınızdakine reklam ve pazarlama yapıyorsunuz.
Ne dedim şimdi?
Hepsi bir arada dönemindeyiz. Yani aldığınız bir telefonu birisine anlatırken onunla başka bir mekanın fotoğrafını çekip, takipçilerinize “ben böyle güzel hizmet görmedim” diye yazdığınızda reklam yapıp, o mekanın aynı zamanda pazarlamasını da yaptığınızın farkında olamayabilirsiniz.
Hele bir çok kullanıcı gurubunun veya fanları olan sanatçıların reklam bütçelerini, onları memnun etmeye harcayabildiği bir dönemdeyken bahsettiklerim çokta abartılacak şeyler değil. Çünkü artık birey hem reklam tüketen, hem de üreten haline dönüştü.
Kafalarımız da işte burada karışmaya başladı. Yani normal bir reklam seyrederken doğrudan size bir şeyler anlatmaya çalışırken, şimdi çok yakın arkadaşınız veya bir sanatçı tarafından başka önermeler, gözünüzden, kulağınızdan ve burnunuzdan girip ağzınızdan çıkabiliyor.
Bir kentli, günde 65000 iletişime maruz kalıyormuş. Düşünsenize bu kadar iletişim aracına maruz kalan bir beyin acaba bu gelenlerden önce kimleri dinliyordur?
1- Arkadaşını?
2- Takip ettiği bir sanatçıyı?
3- TV reklamı?
4- Test etmek veya tatmak?
Aslında hepsi. Özellikle dijital mecraların fazlalaşmasıyla birlikte, kim ne alacaksa önce bloglara, sonra sosyal medyadan arkadaşlarına, ya da eşine dostuna soruyor öncelikle.
Şimdi tüm eski bilinenlerin unutulacağı bir dönemdeyiz.
Çünkü;
1- Pazarlamada 3.0 dönemindeyiz
Pazarlama 3.0 çağı, pazarlama uygulamalarının tüketicilerin davranış ve tutumlarındaki değişikliklerden çok fazla etkilendiği bir çağ. Tüketicilerin daha fazla işbirlikçi, kültürel ve manevi pazarlama yaklaşımları talep ettiği bir çağ olarak tüketici merkezli pazarlamadan daha sofistikedir.
1- İnsan sadece tüketici değildir. Kalbi, ruhu ile duygusal tatmin arıyor. (İnsan odaklı)
2- Dijital dünyanın yaygınlaşması ile birlikte sosyal medyanın giderek daha anlatımcı bir özellik kazanması, tüketicilerin görüş ve deneyimlerini aktararak diğer tüketicileri etkileme gücü artıyor.
2- Reklamda, pahada ucuz, etkite fazla dönemindeyiz
Wom etkisiyle (kulaktan kulağa) anlatımın olduğunu ve bunun yine en uygun fiyatlarla dijital platformlardan insanlara gösterildiği (Sosyal medya, viral, mikro site, web site vb.) bir dönemin içinde reklam.
1- Dijital mecra
2- Stratejik yaklaşım
3- Birey odaklı
3- Doğal reklamcı ve pazarlamacı hedef kitle
Tüm bu etkilerin içerisinde aldığı hizmetin, ürünü savunan araştıran, yayan, prim veren bireyler topluluğu arttıyor.
1- Birey istediğini söyler
2- İşine yarayan ürünü kaliteli almak ister
3- Kötü bulduğunu da haber verir
Bu bahsettiğimiz tüm tespitlerin koştuğu odak noktası ise, güven ve kalitedir. Çünkü bugünlerde en değerli olan şey kandırılmamak ve bir şeye güvenme duygusudur.
Yani artık size daha önem veriliyor. Karar sizin. İster yayın, ister kötüleyin.
Reklamcı da, pazarlamacı da, hedef kitle de sizsiniz. 🙂