Bugünlerde biraz AVM’lere takmış durumdayım. Sanki radar gibi nerede hangi AVM açılmış ne yapıyor? Konsepti nedir? İnsanları kendisine nasıl çekmeye çalışıyor? Nasıl markalara hizmet sunuyor. Onların satışlarını nasıl hızlandırmaya çalışıyor? Kendi pazarlamalarını nasıl yapıyor? Bunun gibi birçok soru zihnimi kurcalıyor.
Neden mi?
Sanırım şundan, AVM’ler günümüz dünyasının yansıması. Eskilerin çarşı pazarı artık buralarda. Bir reklamcının da en iyi gözlem yapacağı güzel bir ortam. Ben de zaman zaman gözlem yapmaya gidiyorum. Tüketiciyle, markaların buluştuğu pazarda, reklamın veya tanıtımın ne kadar etkili olduğunu çok net gözlemleyebiliyorum.
Hangi marka ne kadar indirim yapmış? Yemek bölümünde hangi eğilim daha fazla? Hangi sinema filminin gişesinde kuyruk oluyor?
Son yıllarda hızlı tüketim yaşamın yansıması olarak her sene birçok AVM’nin de açıldığını görmüşsünüzdür. Bununlar birlikte AVM’lerde harcamalar artmaya devam ediyor. (Bunlarla ilgili rakamları yazının en sonunda vereceğim.)
Benim asıl değinmek istediğim alışveriş merkezlerindeki insan davranışlarından geçiyor. Bugünlerde çok prestijli olduğunu düşündüğüm Bence AVM’ler bu hızla giderlerse kendilerini çok çabuk tüketecekler ve birer birer kapanacaklar. Hatta ileride buraların sanat atölyeleri ve kültürel etkinliklerin yapılacağı birer üs haline gelmesi en büyük dileğim 🙂
Avrupa’ya baktığımızda Londra’nın bizden 25 sene ve buna eş Paris, Berlin, Lüksemburg, Brüksel gibi Avrupa kentlerinin ortalama 20 sene ileride olduğunu düşünürsek, oradaki AVM’lerle ilgili olan kişi davranımlardan yola çıkarak gelecekte Türkiye’de AVM’lerin nasıl şekillenebileceğini de en azından çıkarmış olabiliriz. Hilton’da şehircilik formuyla ilgili bir panelde Manchester’dan gelen belediye yetkilisi eski AVM ve fabrikaları şimdilerde sanat atölyelerine çevirdiklerini örnekleriyle anlatmıştı.
Neyse Türkiye’ye dönelim, şu anda Türk insanı tamamen tüketim odaklı gidiyor. Yani AVM’ye gidiyor önüne gelen her şeyi bilinçsizce alıyor. Yani bilinçli tüketici sayısı oldukça az, bilinçli tüketici oranlarına ancak Türk toplumu belli bir alışveriş doyumuna ulaştıktan sonra geleceğini düşünüyorum.
Buna bir örnek vermek istiyorum. Yanımda kadın, oğluna bilgisayar alıyor, aldıkları bilgisayar emin olun oldukça yüksek performanslı bir bilgisayar çocuk daha yeni başlıyor bilgisayar kullanmaya ancak çok pahalı bir laptop aldıklarının farkında değiller. Bu ve buna benzer bir çok örnekte yanlış likit harcamasını gözler önüne sermektedir. Ev dekorasyonu harcamasında dünyanın ilk dördüne girdiğimizi de söylemeden geçemeyeceğim.
Birçok AVM bunun farkında olsa gerek, kendisine marka konumlandırmasında yollar bulmaya çalışıyor. Özellikle İstanbul’dan örnek vermek gerekirse, İstinye Park, Capacity bunların başında gelmektedir.
Hızlı AVM açılışlarının markalar tarafında da zararlarını görmekteyim. Her alışveriş merkezinde olma ihtiyacı hisseden markalar tutmayan alışveriş merkezlerinde geri adım atamayarak itibarlarını korumaya çalışmaktadır.
Peki neler yapılmalı?
Bence AVM’ler tek düzeliğe doğru gidiyorlar. Şu anda satışlar fena gözükmese de gelecek yıllarda sıkıntılara kalacakları aşikardır. Bu zinciri kırmak için yapmaları gereken, seçtikleri konsept doğrultusunda insanlarla etkili iletişim kurmaktır. Yani her alışveriş merkezinde insanların vakit geçirebilecekleri ve eğlenebilecekleri kaynaşmayı sağlayacak etkinliklere imza atmaları gerekmektedir. Şuana kadar bunu başaran bir AVM yönetimi görmüş değilim. AVM ortak alanlarında markaların kiraladığı standlardan başka etkinlik olarak sadece fıskiye havuzlarından atılan su haricinde bir şey görmüş değilim.
Yani çok güzel mimari binalar çok iyi insan çekecek diye bir şey yok. Hızlı tüketimin getirdiği sonuçla birlikte insanlar artık parlak mermerlerden, bol ışıklı mağaza görmekten sıkılmak üzere.
Başka bir öneride daha fazla insanların oyunun içine dahil edilmesidir. Her ne kadar çok fazla konuşan bir toplum olsak da özellikle birlikte yapılacak etkinliklerde Türk insanı kendisini hemen geri çekmektedir. Bunları yıkabilecek etkinlikler AVM’lerin daha uzun ömürlü yaşamalarını sağlayacaktır.
Pazarlama şunu farketti ki artık pazar yok, birey var. Bireye inecek tüm hizmetler ve yenilikler insanlar arasında WOMM etkisi meydana getirecek. Bu da daha fazla insanın sizi tercih etmesini tetikleyecektir.
Vel asılı kelam, ey AVM yöneticileri sözüm size 🙂 harbiden biz sıkıldık ve AVM’lere artık gelmeyebiliriz. Bundan sizin haberiniz var mı bilmiyorum.
Bu şekilde düşünen 1 milyon kişi size gelmezse boş binalar yığını olmaktan öteye gidemeyebilirsiniz.
Ben düşündüm, hissettim rakamlara baktım böyle söyledim.
Bakalım ne olacak?
AVM’leri Her Ziyaretimizde 85 Lira Harcıyoruz
Alışveriş Merkezleri’ni (AVM) büyüteç altına alan ikinci kapsamlı araştırma açıklandı. 2010′u kapsayan araştırmada tüketicilerin her AVM ziyaretinde 85 lira harcadığı ortaya çıktı.
Toplu gıda, giyim-kuşam ve kişisel bakım ürünleri için yapılan harcamalarda geçen yıla göre düşüş yaşanırken, ayakkabı, ev tekstili, dekorasyon, oyuncak, kırtasiye ve elektronik ürünlerde artış olduğu gözlemlendi. İstanbul’da AVM’de kalma süresi ise 1 saat 53 dakikadan 2 saat 24 dakikaya çıkarak yarım saat arttı. Bu süre Anadolu’da ise 2 saat 17 dakikadan 2 saat 40 dakikaya çıktı. AVM’lere olan ilginin artmasında İstanbul’dan ziyade Anadolu’daki talep etkili oldu. 2009 yılında AVM içinde toplu gıda alışverişi yapma oranı yüzde 27 idi. Bu oran 2010 yılında yüzde 46′ya yükseldi. Oyuncak alışverişi dışında tüm alanlarda AVM’lere olan ilgi ise 2009′a göre yüzde 22,4 arttı. Araştırmayı yapan Akademetre Research CEO’su Dr. Halil İbrahim Zeytin, “Anadolu’daki AVM yatırımları karşılığını alıyor.” şeklinde yorumladı. Prof. Dr. Kerem Alkin ise bilhassa elektronikte yaşanan değişimlerin AVM içi alışverişlerde etkili olduğunu aktardı. Alışveriş Merkezleri ve Perakendeciler Derneği Başkanı ve Teknosa CEO’su Mehmet Nane de, araştırmayı, “AVM’lere olan ilgi artmaya devam edecek. Ama hiçbir zaman yüzde 100 olmayacak. Çünkü buna ülke demografisi uygun değil. Cadde mağazacılığı asla bitmeyecek.” şeklinde yorumladı. Alışveriş Merkezi Yatırımcıları Derneği koordinasyonunda ‘AVM ziyaretçisi büyüteç altında’ adıyla düzenlenen panelde açıklanan araştırmada kişi başı AVM harcamasının 85 liraya yükselmesinde toplam AVM müşterilerinin yüzde 15′lik kısmını oluşturan iyi gelir sahibi grubunun etkili olduğu belirtildi. AVM’lere özel otomobille gelenlerin ortalama 90 lira harcarken mağaza servisi ile gelenlerin tek seferde 72 lira harcama yaptığı aktarıldı. Yaya olarak gelenlerin ortalama harcama miktarı ise 62,1 lira olarak açıklandı. Araştırma en az iki AVM bulunan İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Adana, Konya, Antalya, Gaziantep, Mersin, Diyarbakır, Kocaeli, Kayseri, Aydın, Denizli, Tekirdağ, Eskişehir, Trabzon ve Erzurum şehirleri dikkate alınarak gerçekleştirildi. Araştırma için her hafta en az bir kez AVM’ye giden 1.200 kişiyle görüşüldü.
Araştırmada Türkiye’de ev dışı yemek yeme sıklığının, 2009′da yüzde 6,2 iken 2010′da yüzde 7′ye ulaştığı da yer aldı.