Baştan söyleyeyim. Reklam zamana, zemine, piyasanın hava şartlarına uyum gösterir. Çünkü, her zaman reklama ihtiyaç vardır. Bunu inkar eden firmaların ne halde olduğunu görüyoruz. Yani Coca Cola gibi iksirli bir şuruba sahip marka bile genel cirosunun %30’una yakınını reklama harcamaktadır. Haliyle reklam benim neyime, sür eşşeği Niğde’ye dememizin bize bir şey kazandırmadığı da aşikar.
REKLAM ANCAK NASIL REKLAMVEREN?
Türkiye’de reklam ve dolayısla tanıtıma karşı olmanın 3 temel faktörü var.
1- Nazar değer,
2- Mütevazilik,
3- Rakipler ne der?
Bunlardan kaynaklı ne yazık ki kendi bilgisini hem çalışanına, hem de piyasaya yayamayan, buradan da globalleşemeyen KOBİ’ler ordusu olarak kalıyoruz. Hoş bunu ben keşfetmedim bu konu şu sıralar herkes tarafından kabul edilmektedir. Tüm bunları yıkıp geçmek de sizi bir adım öne çıkaracak reklam ve tanıtım çalışmalarıdır.
Burada reklamverenleri 3’e ayırarak anlatacak olursam.
1- Daha önce hiç reklam vermemiş ve nasıl reklam ajansıyla çalışılacağını bilmeyenler: Bu gruptakilerin dikkat etmesi gereken nokta öncelikle kurumsal ve görsel kimliğinizi belirleyen logo ve söylemlerin tam oturtabilecek bir ajansla başlamak sonra reklam yaymaya başlamak. Çünkü temelsiz bir bina çok çabuk çökecektir.
2- Öncesinde reklam ajanslarıyla çalışmış ancak sonuç alamamışlar: Bu kategorideki şirketler reklamverirken oldukça tedirgin yaklaşabilmektedirler. Bir önceki tecrübeler ışığında iyi bir danışmanla bir reklam ajansı seçmelerini tavsiye ediyorum. İyi referansları olan, gelecek vaadeden, dijitali de kullanabilen yeni nesil bir reklam ajansı ile çalışmalarını öneriyorum. ÖNEMLİ: Seçim yapılırken bütçe seçim kriterlerinin önüne geçmesin 🙂
3- Reklam ajansı ile çalışma bilgi düzeyine gelmişler: Bu kategori reklamdan oldukça faydalanmayı bilen bilgi düzeyine sahiptir. Bilinçli reklamverenlerde tek sıkıntı reklam ajanslarından çok büyük beklentiye girmeleri. Çünkü sözleşmede yazanların rahatlıkla dışına çıkılarak reklam ajansının enerjisini doğru yönetememek en büyük sıkıntı diye düşünüyorum. Bu ilişki en doğru modeldir ve çok güzel sonuçlar alınabilmektedir.
GELELİM DOĞRU MU, YANLIŞ MI REKLAM VERİYORUZ?
Reklamı şöyle tanımlıyorum. Her markaya özel dikilmiş bir elbise. Hem şık olmalı, hem kendinden sözettirmeli, hem de yeni çizgiler taşımalı.
Geçmişte David Ogilvy, reklamda uzun cümleler kurarak anlatmak gerektiğini söylemesine karşın, bugün artık çok daha kısa net ve sade metinlerin başarılı olduğunu düşünüyorum. Çünkü, Einstein’in dediği gibi, ‘Basit bir şekilde anlatamıyorsanız anlamamışsınız demektir.’ Yani karşımızdaki insanlara reklamı basit ve net bir fikirle anlatmak gerekiyor. Bunun dışında her şeyi dolduralım karma meydana getiren iletişim araçlarını gereksiz ve boşa enerji olarak görüyorum.
DAMLA EFEKTİ
Çok iyi bir fikir göle düşen damla efektini başlatır ve etrafında dalga etkisi meydana getirir. Peki nedir bunlar?
– Kurumsal algı
– Marka algısı
– Ürün algısı
– Bütünsellik
– Pazarlama
– Doğru ve net iletişim
MECRALAR
Evet iyi ve güzel bir reklamın en önemli ifade ediliş biçimi de doğru mecraların kullanılmasıdır. Bugünlerde oldukça moda olan dijitalin dahil olduğu yeni mecralar neredeyse ve insanlar nereye bakıyorsa tercih edilmelidir. Konvansiyonel ve dijital medyanın yanında hayatın sokaklarda olduğu günlere doğru adımlar olacağını düşünüyorum. Bunun için de iyi stratejistlerle çalışılmalı ve geleceği inşa edecek yeni nesil mecralarda konum almalıyız.
DÜNYA’DA REKLAM İLETİŞİMİ
Dünya, renklerin ve bütünselliğin olduğu reklam modellerine gitmeye başladı. Yani bir şeyi anlatmanın sadece reklam filminden geçmediğini bir bütünün parçası olarak film görülmeye başlanıldı. Yani kenzo artık reklam filmi ile gündeme gelmiyor, tarzını hem defilelerine, hem dijital medyaya, reklam filmine, renklere ve bütünsellik arzederek hedef kitlesine bir oyun alanı meydana getiriyor. www.kenzo.com ‘u incelerseniz bu oyun dünyasına nasıl insanları dahil ettiklerini görmüş olursunuz.
Kısacası; artık reklam 30 sn film ile insanlara bir şeyler anlatmaktan çıktı. Rasyonelleri parçalı bir bütün olarak mecralarda göstererek iletişim dünyası meydana getirmek oldu.
Yani, bugünden bu parçaları tasarlayan markalar yarın bir bütünün kendilerini karşıladıklarını görecekler.