Aslında tüm evren ve çevremizde irademiz dışındaki her şey karmaşıklığın içerisindeki sadelik ilkesiyle çalışıyor.
Bu karmaşıklık içerisindeki sadeliği yakalayan her bir insan ise inanılmaz başarılara imza atıyor. Binlerce darbe fırça vurarak güzel bir tablo yapan Picasso’dan tutun, yüzlerce kelimeleri bir araya getiren Balzac’a kadar, ya da ilk defa neşteri kullanan İbn-i Sina’dan yine insan anatomisinin karmaşıklığını anlayarak bir çok makinaya hayat vermiş Da Vinci’ye kadar. (bkz. “Sadelik en yüksek gelişmişlik düzeyidir.” / Leonardo da Vinci)
Her şey sadelikle çalışıyor.
SADELİĞİN GÜCÜ NEREDEN GELİYOR?
Hiç bir silahı olmayan, sadece duruşlarıyla mıknatıs gibi insan çeken büyük düşünürler hep bir sadeleştirme ile güçlerine güç katmışlardır. Çünkü, sessizliğin ve olduğu yerde her şeye hazır olacak şekilde tüm karmaşıklığı anlayıp içine hapsedenler büyük insan olmuştur. Yani güneş olmuştur. İçlerindeki ışınları etrafa saçmışlardır. Bugünlerde aynı tip giyinip işine daha fazla zaman ayıran insanları konuşur olduk sosyal medyalarda. Çünkü sadeydiler. (Steve Jobs, Bill Gates, Mark Zuckenberg vb.)
Sadeliğin gücü tüm parçaları (puzzle) bir araya getirecek zeka ve akıl gücüne erişmekle mümkün olabiliyor. Çünkü parçalar etrafımızda olabildiğince karışık bir şekilde geziniyorken tüm bunların arasına linkler bağlayıp tek bir obje haline getirebilmek gerçek dehaların işi.
PEKİ NASIL SADELEŞİLİYOR
Sadeleşmek öyle sanıldığı kadar basit bir şey değil. Çünkü beyin etrafımızda hareket eden tüm unsurlarla boğuşurken, sadeleşme formüllerini bulması da epey zaman alıyor. Hele hele günümüzde, iletişim bombardımanı çağında bu daha zor oluyor.
Aşağıdaki maddeler sadeleşmenin unsurlarından olarak görülebilir;
1- Sadeleşmek için önce karmaşıklaşmak: Bu hayatınızda karmaşıklığa müsade edip, belli bir doz olana kadar tepki göstermemekten geçiyor. Çünkü karışıklık size inanılmaz bilgiler, deneyimler katacaktır. Bunların sonunda yapılması gereken tek şey insanın dokusuna uyanları yanına alması, yaramayanları ise çöpe atmasıdır. Yani iyi bir bahçıvan gibi zararlı otları budama usulüyle dışarı atmalı. Sadecesi; zararlı otları ayırt et ve buda.
2- Bilgi almak: Genel olarak bilgi ne yazık ki söylenenlerin tam tersine ne kitaplarda yazıyor, ne de hayatta bunun bir formülü var. Her insanın kendi önyargıları kendisine yarayan bilgilerin içeri girmesine izin veriyor. Haliyle sadeleşmek için birçok bilgiyi içerinizde barındırmak için kapılarınızı sonuna kadar açık tutmalısınız. Sadecesi; bilgi yüktür, kullanılırsa işe yarar.
3- Deneyimlemek: Hayatta denenmemiş, ya da dokunulmayan hiçbir şey tam olarak anlaşılamıyor. (Bir musibet, bin nasihattan iyidir.) Burada ilgi sahasına göre yine ruhsal ve zihinsel yapı insanı, olması gerektiği yere götürüyor. Çünkü her insan parmak izi mantığındadır. Yani bir odada kimisi lambaya dikkat eder, başka biri kapıyla meşgul olur. Sadecesi; hayatta deneyimsiz yaşamak, bulaşık eldiveniyle el yıkamak gibidir. 🙂
4- Akışta kalmak: Bir kitapta şöyle yazıyordu: “Dünyadaki hayatımızı bir akarsuya benzetecek olursak, akarsuyun içinde yol alırken terse kürek çekmeye gerek yok. Sadece dümeni iyi tut ve olabileceklere hazırlıklı ol.” Yani dünya gözümüzün önünde akıyorken dümeni iyi tutmak gerekiyor. Yapmak istediklerimizi düşünüp, elimizden gelenin en iyisini yapıp anda kalmalıyız. Aksi halde sadece alınacak altın madalyon ve başarıyı düşünen bir hayat sürdürürken an yakalanamıyor. Sadecesi; akışta kal, anın keyfini çıkar, elinden gelenin en iyisini yap.
5- Bu dünyada misafiriz: Ölüm gerçekten demir gibi, civa gibi ağırdır. Yani hiç kimse superman değil. Kısıtlı zamanı var insanın, ölüm gerçeği unutmamalı, elde edilen her şeyin emanet olduğu bilinmeli. Sadecesi; ölüm var, hep hazır ol.
6- Sabır: Hayat biraz da sabır tarlasından ibaret. Sabretmeden hiçbir şey olmuyor. Sabır oltasını hayata atıp sabırla beklemeyi bilmeli. Bekledikçe sabır eşiğinin ne kadar geniş olacağı anlaşılıyor. Sadecesi; sabreden derviş, muradına ermiş.
7- Zaman: Tüketildikçe geri gelmeyen tek şey zaman. Her bir saniyesini en verimli şekilde kullanmak gerekiyor. Sadecesi; zaman en büyük sermayedir.
8- Elemek: Hayatın seçeneklerini alt alta yazıp en işe yarayanı ilk sıralara alıp, diğerlerini elemek verimi oldukça arttırıyor. Sadecesi; vazgeçmesini bilmek gerekiyor.
İşte sap sadece söylenilecek olursa; Kendisini sadeleştirip fazla parçalardan kurtulabiliyor insan.
Yeter ki kendini keşfedebilsin.