Reklamcılığa girdiğim zamanlarda brief formlarının vazgeçilmez sorusuydu; hedef kitlemiz ne? A+, A, B+, B, C, C1 gibi birçok hedef kitle ayrımı vardı. Yani basit gelirliden, en zenginine kadar hedef kitle sınıf sınıftı. Bugün hedef kitle nedir diye yazın Google’a göreceğiniz şey dijital optimizasyon yapan ajansları, danışmanlık şirketlerinin dijital hedef kitleyi nasıl optimize ettikleriyle ilgili yazılar bulabilirsiniz. Yani artık hedef kitleye ulaşmak dijitalin ellerinde.
DİJİTALİN ELLERİ VAR MI?
Evet var çünkü akıllı telefonlardan insanlarla tokalaşıyor anlaşıyor satış yapıyor. Haliyle artık dijital ilk BIG DATA’ya, SMALL DATA’ya şimdi de parmak izi reklam olan KİŞİlere ulaşılıyor. Demek oluyor ki dijital insanların davranımlarını, psikolojilerine göre yaptıkları aramaları, konuşmalarını takip ediyor ve insanı 360 derece sarıp sarmalıyor. Zaten bunları da sağır sultan bile duymuş durumda.
Dijitalin yıkıcı etkisiyle birçok sektör bugün başka bir hal almış durumda. Yani koca koca kapitalizm ve sosyalizmin yapamadığını dijital tek başına yaptı. Yeni bir dünya meydana getirdi. İnsanları bugün o dünyadan en yakın görebilirsiniz. Hem de oturduğunuz yerden. Hatta ajansımda yaptığımız çalışmalarda birçok dijitali dinleyen yazılımlar sonucunda bir ürün ile ilgili aramalar sıklaşıyorsa o ürüne reklam çıkmaya başladık. Çünkü birey tüketiciler sanki sözleşmiş gibi o ürünü arattırır oluyor. Bu da pazarlama stratejilerini real time hale getirip oldukça kullanılan bir yöntem haline geldi. Demek ki dijitalin eli ayağı uzun. Herkesin cebine ve beynine giriyor.
İNSANLAR NE DURUMDA?
Şunu basit bir şekilde söyleyelim ki artık insan bir veri üretme makinası. Yani seçtiğimiz ürünlerin hepsi sosyal medyada ve insanlar tarafından takip ediliyor. Özellikle yapay zekanın artmasıyla birlikte dijital veri ambarı halini almış durumda. Bugün her bir insanın ne yaptığını bilen algoritmalar sayesinde reklamın işe yaradığını düşünüyoruz.
Bir kafeye giden ya da bir mağazadan alışveriş yapan insanlar sürekli dijitale yazıyor çiziyor kokusunu ve dokusunu bırakıyor. Bu da büyük verinin işlenip bireyseli yakalamaya sebep oluyor. Çünkü insanlar browserlara, sosyal medyaya yazıp çizerek kendilerinin nasıl bir karakterde olduğunu da açıkça dile getiriyorlar. Hatta sosyal medya hesabı olmayan sadece akıllı telefon kullanan birisi dahi hangi mekanda ne kadar kalmış ve nerelerde alışveriş yapıyor bilgisi mevcut.
Demek oluyor ki insanların etrafında görünmeyen bir veri toplama mekanizması var. Bu da o insana hangi reklamı, hangi ürünü, hangi haberi, hangi arkadaşının paylaşımını getireceğini biliyor.
E HEDEF KİTLE NEREYE GİTTİ?
Ne yazık ki reklamda hedef kitle tanımı artık eskisi gibi değil. Yeni hali hedef kitle optimizasyonu. Bu da hem yapay zekanın gelişimi hem de teknolojinin gittiği yerde insanı insana iyi bir şekilde anlatmaktan geçiyor. Aslında hedef kitle bir yere gitmedi sadece bir reklamı verirken VIP bir derginin kapağında reklam olarak göstermek yerine, dijital mecralardan A+’ın o hizmet veya ürünle ilgilenen kişisine ulaşmanın yolları bulundu. Böylece kitlelerin genel bir tanımı varken şimdi her kitlenin içinde bulunan kişilerin psikografilerine göre reklamlar verilmeye başlanıldı. Bir de dijital ölçülebildiği için tadından yenmiyor. Yani kağıtla, televizyonla bir bağlantımız yokken, cep telefonunda gösterilen bir jpg’in, video’nun akibetini tane tane sorabiliyoruz. Bir de metaverse geldiğinde tüm insanları oradan yakalamak canlı canlı olacak. Çünkü avatarıyla metaverse giren kişiler reklam panolarındaki tüm fırsatları görerek ticareti gerçekleştirmiş olabilecekler. Tüm hedef kitlenin dikkatini çekecek yeni oyun alanında demografik ölçümleme ve bireylerin seçkileri ön plana çıkacak.
Yani sözün kısacası; markalar hedef kitleyle bağ kurmak istiyorsa dijitali çok yakından takip etmesi gerekiyor.
Zaten başka da çare kalmadı.