Eski ile yeniyi var eden şey sanırım akışa bırakıp zamanın ruhunu okuyup değişen her şeye elverişli hale getirmekte yatıyor.
Bugün o kadar hızlı bir dönüşümün içerisindeyiz ki takip etmek için yapay zeka ile hibrit çalışmak gerekiyor. Yani hashtagler, üçüncü parti sosyal medyayı dinleyen yazılımlar, müşteri ne diyor ne istiyorları görebileceğimiz kaos iletişimi sadeleştirmeye birebir. Tavsiye ederim. 🙂
BUGÜNKÜ DERDİMİZ REKLAMIN YENİ ETKİSİ NEDİR?
Bu dönüşümden en çok etkilenen yenileşim işleri yapanlar ne yazık ki. Sürekli update olmaktan beyin nöronlarımız ısınsa da ne yaparsın işimizi seviyoruz. Şimdi biraz eskiye gidelim. Eski reklamcılık dönemlerinde reklam daha fazlasıyla timsahla karşı karşıya kalınca tek bir kurşunla onu avlamak gerektiğini söylüyordu. Yani biliyorsunuz timsah avcılığı zordur ve onu sadece gözünden vurabilirsiniz. (Bu arada hamam böceği dahil hiç bir hayvanın öldürülmesine karşıyım) Neyse ki bize böyle bir kültür aşılanmıştı. Yeni nesil reklamcılıkta ise diyorum ki timsah çiftliği kurmak gerekiyor yani öldürmek yerine daha fazla timsah çiftleştirip üretmek gerekiyor. Yani müşteriye timsahı ölü değil canlı götür bir de çiftleşecek eşini bulup daha fazla çoğalt. Nasıl mı? Anlatayım.
REKLAMDA VE PAZARLAMA İLETİŞİMİNDE YENİ DÖNEM: DAMLA ETKİSİ
Evet, eski reklamlarda bir sloganla ve fikirle hedef kitleye ulaşılırken bugün artık bunu ne hedef kitle ne de müşteri yiyor. Yani tercihleri farklılaştı. Bugün artık bir ana slogan oluşturduğumuz zaman bunun dijitalde nasıl yansımaları olacak? Konvansiyonelde nasıl yer alır? Sahada nasıl bir etki yaratır? Hedef kitleden feedback ve feelback alınır mı diye düşünür olduk. Yani aslında çok iyi bir fikrin göle bir damla gibi düşmesiyle birlikte etrafında oluşturduğu akslar reklamın etkisini ölçüyor. Daha da açayım isterseniz. Şöyle ki,
1. Slogan/Söylem/fikir (Damla)
2. Bunu güçlendirecek görsel, film (1.Damla Etkisi)
3. Manifesto (2. Damla etkisi)
4. Key Visual (3. Damla Etkisi)
5. Dijital İletişim Planı (4. Damla Etkisi)
6. Gerilla hareketi (5. Damla Etkisi)
Demek oluyor ki, reklam artık 20-30 sn’ye sığmıyor. Artık halka halka iç içe soğanın iç halkaları gibi birbiri içine geçmiş yapılar şeklinde düşünmek gerekiyor.
MARKALAR İLETİŞİM BAHÇELERİNİ EKİP BİÇMELİLER
Bugün tek bir söylemde, fikirde kalmayıp bunu daha iyi insanlara anlatabilecek iletişim sarmalarını oluşturma dönemi. Yeni hedef kitleler artık bir markanın bahçesine adım atar gibi neler yapıp yapmadığını gözlemleyebiliyorlar. (Dijital sağolsun)
BİR ÖRNEK: APPLE
1987 yılında Steve Jobs’u canlı canlı takip etmeye başladığım ortaokullu yıllarımda bu kadar hayatımıza etki edeceğini bekliyordum. Burada da apple’i örnek vermeden geçmeyeceğim. Şimdi düşünün, apple bize neler sunuyor.
1- Müzikçalar > iPod
2- Bilgisayarlar > Macbook
3- Akıllı Saat > Watch
4- Tablet > iPad
5- Telefon > iPhone
6- Kulaklık > AirPods
Yukarıda yazdığım tüm cihazlar birbiriyle ilintili ve ilişkili bir şekilde ve anlatım dilleri o kadar birbirine yakın ve geçmeli bir iletişim kullanıyor ki. Yani apple dünyasına hoşgeldiniz der gibiler. Bütünleşik bir ekosistemin içerisinde satıcı memnun, kullanıcı memnun. Bu yolda tesla gidiyor. Yani elektrikli araçlar üretirken, bir yandan da çatıların üstüne güneş panelleri de üretiyor. Haliyle bütünleşik bir iletişimle ve ürünle yoluna devam edeceğe benziyor.
DROP EFFECT HEDEFİMİZ
Demek oluyor ki, ürünlerle birlikte iletişim de paralel gitmeli ve damla etkisiyle yeni hedef kitleye ulaşmanın yollarını aramalı. Aksi halde sadece ürün üreten, ürünlerini anlatmaktan kendisini unutan eski model markalar halinde kalmaya devam eden dinazorlara dönüşen markaları görmemiz 5 yıl içerisinde olası.
Burada unutulmaması gereken Dijitalzm dönemindeyiz ve markaların yeni buldukları yeni büyük göl internet alemleri. Haliyle damla etkisinin yaşayacağı yerler de buralar olacak. Artık reklamcılığa açılan yeni pencerenin Sosyal Medya olduğu gerçeğini hem reklamcılar hem de markalar benimseyip hedef kitlenin arkasından daha hızlı nasıl dijitalleşirimin derdine düşmeliler.
Marsa bile gittik sayılır. Devinim çok hızlı. Markalar için düşünmeyip yapma zamanı.