İçerik üretme devri bitmedi ama yetmez hâle geldi.
Artık mesele sadece bir şey söylemek değil; söylediğin şeyin karşı tarafta neye dönüştüğü.
Bugün hepimiz bir şeyler paylaşıyoruz.
Sosyal medya hesaplarımız aktif, bloglar güncel, story’ler canlı…
Ama bir içeriğin “var olması” ile “değer yaratması” arasında ciddi bir fark var.
Ve bu fark, artık fark yaratıyor.
HERKES İÇERİK ÜRETİYOR, ÇOK AZI İZ BIRAKIYOR
Dijital dünya, içerikle dolup taşıyor.
Günde yüzlerce içerik görüyoruz. Kaydırıyoruz, geçiyoruz, unutuyoruz.
Peki neden bazı içerikler günlerce, haftalarca, hatta yıllarca aklımızda kalıyor?
Çünkü onlar sadece “bilgi” vermiyor.
Bize bir şey hissettiriyorlar.
Bir duygu yaratıyor, bir fikir uyandırıyor, hatta bazen bizi harekete geçiriyorlar.
İçerik üretmek bir yetenek değil artık; bir standart.
Ama etki yaratmak bir strateji, bir samimiyet, bir cesaret işi.
Ve evet, bazen bir suskunluk bile paylaşılmış 10 içerikten daha etkili olabilir.
FAZLA İÇERİK, ZAYIF BAĞ
Bugün ne kadar görünür olursan ol, iz bırakamıyorsan; bir süre sonra gürültünün içinde kayboluyorsun.
O yüzden “haftada üç içerik girdik” diye başarı kutlaması yapılmamalı.
Çünkü mesele içerik adedi değil, içerik etkisi.
Düşün:
- Paylaştığın şey kime sesleniyor?
- Hangi soruna dokunuyor?
- Gerçekten bir değer mi sunuyor, yoksa sadece “aktif görünmek” için mi yazıldı?
Bugün insanlar içerik görmek istemiyor; içerikle anlam bulmak istiyor.
Görmek değil, hissetmek istiyor.
KİŞİSEL MARKALARIN GÜCÜ: SEN KİMSİN?
Özellikle liderler, girişimciler, uzmanlar için içerik üretmek artık bir zorunluluk değil; bir sorumluluk.
Çünkü insanlar, markalardan çok kişilere güveniyor.
Ve insanlar, bir markanın sunduğu üründen önce, onun temsil ettiği değere odaklanıyor.
Bu yüzden:
- Kendi sesinle konuş.
- Kendi fikrini paylaş.
- “Yanlış anlaşılır mıyım?” korkusuyla değil, “ben neye inanıyorum?” cesaretiyle içerik üret.
Kimi zaman bir yöneticinin sade bir paylaşımı, tüm kurumun iletişim stratejisinden daha etkili olabilir.
Çünkü dijitalde artık insanlar şunu soruyor:
“Sen gerçekten neye inanıyorsun?”
Ve inanın: Güvenilen kişi olmak, görünür olmaktan daha değerlidir.
DERİNLEŞMEK, UZUN VADELİ BAĞ KURMAK
Bugünün dijital trendleri, hızlı tüketim üzerine kurulu.
Ama sen kalıcı olmak istiyorsan, hızlı olanı değil, derin olanı seç.
Trendleri takip etmek yerine, kendin bir değer üret.
Reels yapmak zorunda değilsin.
Görselin mükemmel olmak zorunda değil.
Ama samimi, tutarlı ve anlamlı olman gerekiyor.
Bir içerik şu üç soruya cevap verebilmeli:
- Bu içerik kimin için yazıldı?
- Hangi duyguyu tetikliyor?
- Okuyan kişi ne hissedecek?
Bunu sağladığında artık “içerik üretmiş” olmuyorsun.
Bir bağ kurmuş oluyorsun.
SON SÖZ: SIKLIK DEĞİL, DERİNLİK KAZANIR
Günde üç kez post atmak mı,
Ayda bir kez ama unutulmaz bir şey yazmak mı?
Cevap açık:
Etkili olmak için çok değil, doğru konuşmak gerekir.
Unutma, içerik üretmek seni gündeme getirir.
Ama etki yaratmak seni zihinde ve kalpte tutar.
Bugün daha az konuş, daha çok hissettir.
Daha az göster, daha çok bağ kur.
Daha az planla, daha çok inan.
Ve unutma: paylaşmak kolaylaştı, iz bırakmak zorlaştı. Ama işte tam da bu yüzden, gerçek farkı sen yaratabilirsin.